9 Ağustos 2012 Perşembe

Girişimciler, liderler ve danışmanlar.

"....
bilmediğin konularda fikrin istendiğinde lafı dolandırmadan bilmediğini söyleyebilmek girişkenliktir.
bilmediğin ama ilgilendiğin konularda öğrenmek uğruna, gerektiğinde "küçük düşerim" kaygısından sıyrılıp soru sorabilmen son derece üst düzey bir girişkenliktir.
iyice bildiğin konularda, özellikle çevrende çok fazla bilgi kirliliği varken, otorite-patron-amir gibi üstlerin sana yanlışları uygulamanı dayatıyorken, duruma itiraz edebilmen girişkenliktir.

bilmediğin konularda fikir beyan etmek ise aymazlıktır. sahte girişkenliktir.
bilmediğin hatta ilgilenmediğin konularda "ilgilenirim, icabına bakarım" deyip sözler vermek boşvaatçiliktir. sahte girişkenliktir.
bildiğin konularda doğru yolu göstermek zahmetinden kaçınıp yanlış uygulamalara itirazsız dahil olmak sorumluluktan kaçmaktır. sahte bir şevkle yanlış uygulamalara dört elle sarılmak ise tabii ki sahte girişkenliktir.

popüler işletme jargonunda girişkenlik ukalalık ile yakından ilişkilidir. hiçbir tecrübeli iş arkadaşı, hele mühendislik formasyonlu yöneticiler bu tür ik balonlarına kanmaz. yine de bu hatalı girişimcilik tanımı yurdumuzda geçer akçedir.

ingilizce olacak ama şu en alttaki resimdeki sarı keçiler bence gerçek girişimcilerin tasviridir. alttaki kırmızı ve sinirli keçiler de günümüz popüler sahte girişimcilerinin güzel bir karikatürüdür. işin "para-pul-mülk-cariye edinme cinsinden girişkenlik" kısmına hiç girmiyorum. o konuda bir ton "rakiplerinizi ezin" temalı saçmalık yazılmıştır sayısız ik sitesinde.
..."

dedi Eyüp Kargınoğlu arkadaşım.  Çevre Mühendisleri forumunda Kendisi girişkenlerin tanımını bu şekilde yaptı. 



Resimde gördüğünüz yeşil keçiler liderleri temsil ediyor. Gerçek liderler. Çevresindeki insanları dinleyen, arkadaş kazanan, düşmekten korkmayan, başkalarının aklına saygı duyan ve en önemlisi bana göre "knows nothing" tipi keçi. Bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir demiş filozof. 

Piyasada göreceksiniz ve görmeye de devam edeceksiniz. Biz danışmanlar her şeyi ama HER ŞEYİ bilmek zorundayızdır (Knows everything :) ). Bir danışmanın karşısındaki insanı dinlemesi, saldırgan bir tavırla üste çıkmaya kalkmaması, küçük dağları ben yarattım havasına girmeyişi iki sebeptendir;
- Danışman daha yenidir. Tecrübesizdir ve öğreniyordur.
- Danışman artık yalamış yutmuştur işi. Sakindir. Panik yapmaz.

 Şimdi bir soru: İlk baştaki deneyimsiz danışman ile deneyimli danışman arasındaki benzerliğin sebebi nedir?

Korkusuzluk arkadaşlar. Korkusuzluk, küçük düşerim korkusu ikisinde de yoktur. Biri yılların deneyimi ve güveni ile hareket eder diğeri ise yanlış yapmanın getirdiği tolerans ile. 

Aradaki geçen yıllarımız ise sanki bir yarıştaymışçasına, saldırgan, hayattan bıkmış ve yıpranmış bir biçimde geçer. Her şeyi bilen ama hiç bir şey bilmeyen insanlar olarak. Müşteri ilişkilerimiz paraın yazı-turası gibi kör talihe bağlı bir biçimde geçip giderken....

 Peki, deneyim olarak geçen süreyi min.3 sene, max 30 sene koyarsak bizim harcadığımız seneler neden bizi kötü bir danışman yapar? İlk halimiz ile son halimiz arasında fark yokken neden ara süreç bizi yıpratır?

İşte bu da başka bir yazının konusu.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Sunum yaparken nelere dikkat edilmeli

Aşağıdaki video power point sunumu yaparken ve sunum hazırlanırken neler yapılımaması gerektiğini komik bir dille anlatıyor.